son beğenilen tanımları     

genel istatistikler
toplam18
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +2
toplam -0

lanet olsun

    tel'ine* ve bedduaya amin demeyenlerin asla söylemeyecekleri sözdür.
    (02.04.2007 09:05)

utah

    amerika'nın batısında yer alan bir eyalettir. bu eyaleti, new jersey veya pennsylvania ile karıştıranların var olduğu görülmüştür; biri amerika'nın bir yanında diğer ikisi ta öbür yanındadır, bilmeyenler araştırsın öğrensin; bilmemek değil öğrenmemek ayıptır.

    utah, her "şey"i her "şey"e alet edenlerin eline de malzeme oldu ya, artık gam yemeyiz... (bkz: biz çomarlarla uğraşırken bu fino da nereden çıktı?) bazen ima etmek zevkli de olabilir, tehlikeli de...
    *
    (02.04.2007 07:03)

pravda

    türkiye'de yerli pravda namıyla maruf bir gazete de mevcuttur. erbabı hemen anlamıştır kastedileni, özelliği ziyadan rencide olmasıdır.
    (27.03.2007 09:57)

kaf

hoppala

    şaşırma durumunu anlatan bir sözdür. "hoppala! bu başlık da nerden çıktı be?"
    (27.03.2007 07:23)

2007 cumhurbaşkanlığı seçimi

    yorumsuz bir tanım: bu seçimle, türkiye cumhuriyeti'nin 11. cumhurbaşkanı seçilecektir.

    dilek ve temenniler: hayırlı bir şekilde sonuçlanmasını temenni ediyor, vatana millete faydalı biri seçilsin istiyoruz.

    yorum: gerekirse yorum da yaparız icabında. *
    (27.03.2007 07:18)

güneş balçıkla sıvanmaz

    güneş gibi yararlı olup etrafını aydınlatan kişilerin veya oluşumların, kendini bilmez münasebetsizlerce karalanıp çevreye yaydıkları aydınlığın engellenmeye çalışılması üzerine söylenecek tam isabet bir sözdür. "tam yerine rast geldi, manzara koyduk." durumudur, mecazın en güzel örneklerinden biridir.

    güneşin ışığını istediğin kadar engellemeye çalış, nafile; başaramazsın.

    balçıkla sıvamaya kalkanlar geçici olarak güneşi perdelediklerini sansalar da çok ama çok kısa bir süre sonra balçığın dökülüşüyle günlerini görürler. özellikle karanlık ruhlu, karanlığa hasret, karanlığa destan yazan, karanlıkla beslenen ve ışıktan her yönüyle korkan vehim insanları, attıkları çamurlar defalarca kendi yüzlerine çarpılmasına rağmen hala daha bulundukları bataklıktaki balçıkları sağa-sola savurmakta ısrar ediyorlar. ne demişler, "herkes davranışlarıyla kendi karakterini aksettirir."

    balçıkla sıvamaya çalıştıkları güneşler de bu hasta ruhlulara inat, müsamaha yolunu seçiyorlar ve törebilmezlere karşı alicenap oluyorlar; doğrusu da bu zaten. işte böylece o hasta ruhlular da muhtemelen zıvanadan çıkıyorlar. herkes kendine yakışanı yapıyor...

    *
    (27.03.2007 06:47)

zahmet

    çekilince rahmete ulaştırırmış. "şöyle bir şey duyduk"* * : (bkz: zahmette rahmet vardır)

    kimseye, özellikle de sevdiklerimize zahmet çektirmemeyi hedeflemeliyiz, bazen kendimizin zahmete katlanmamız pahasına bile olsa. gerekirse ekmek almaya biz gidelim, çöpleri biz çıkaralım ama sevdiklerimiz mutlu olsun. keşke herşey bu kadar kolay olsa...
    (28.02.2007 15:39)

sasa ilic

    galatasaray'da 22 numaralı formayı giyen orta saha oyuncusudur.

    göze hoş gelen hareketleri pek fazla olmamasına ve yıldız futbolcu olarak sayılmamasına rağmen* * takımına çok faydalı bir futbolcudur.* atılan ara toplarda ve karambol kokan pozisyonlarda sürpriz golcü olarak ortaya çıktığı çok olur. ayağında çok top tutmaz, fizik gücü iyidir, mücadelecidir, hırslıdır.*

    Çok kurnaz bir futbolcu tipi çizen iliç,* attığı gollerin hemen hemen tamamını, defansın arasına sızma, pozisyonu zorlama ve ekstra mücadele sonucunda atar. zor pozisyonlarda yaptığı çok enteresan gol vuruşları vardır.
    (28.02.2007 15:27)

salom

    ibranice'de selam, barış anlamlarına geliyormuş bu kelime. *
    (21.02.2007 08:46)

ivme

    ivme, hız-zaman (v-t) grafiğinin eğimidir.* hız sabitse ivme sıfırdır, hız azalıyorsa negatiftir. kütleyle çarpımı kuvveti verir. f=m.a

    ingilizcesi "acceleration"dur.
    (21.02.2007 08:21)

yaşar duran

    uzun süre fenerbahçe'nin kalesini korumuştur. bir ara teknik direktörlük de yapmıştı.
    (21.02.2007 07:58)

yaşar büyükanıt

    tam ismi, mehmet yaşar büyükanıt'tır. ilk isminin* hemen hemen hiç bir yerde belirtilmemesini garipsiyorum...
    (16.02.2007 16:45)

müddeî-i umûmî

    Çok eski olmayan eski yıllarda, bugün savcı dediğimiz kişilerin vazifesini yapan kişilere verilen addır. yaptığı vazife, umum namına iddiada bulunmaktır.

    müddei-i umumi denmesinin sebebi şu olabilir: burada umumdan kasıt, bütün halktır. Çünkü mahkemeler halkın ve cemiyet hayatının iyiliği için kurulur; bunun için de zanlıların suçlu olup olmadıklarının ortaya çıkarılması gerekir. suçlu olanlar ortaya çıksın ki cezalandırılsınlar; bu, suçu işleyen açısından bir te'dip, o suçu işleyebilecek diğer fertler açısından ise caydırıcı bir harekettir. işte bu sebeple öyle bir makam lazımdır ki dava konusunu iyice tahkik etsin ve umum adına hakim karşısında iddiada bulunsun. bu vazifeyi yapan kişi, halkın ve cemiyet hayatının iyiliği için hareket etme mecburiyeti taşıdığından illaki dirayetli biri olmalıdır, ayrıca vazifesini tam yapabilmesi için de baskı altına alınamaz bir şekilde çalışması sağlanmalıdır.*
    (16.02.2007 16:27)

meydan

    erlerin aradığı ve erleri arayandır.
    (16.02.2007 16:05)

sayfa: 1-2

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.